Ana Sayfa
Yöntek
Ulaş Bıçakcı

Seminerleri

Danışmalıkları

Kitapları

Yazıları

Köşe Yazıları

Danışmanlık
Eğitim
İnsan Kaynakları

Linkler

Bize Ulaşın

Arama

 
Profesyonel olmak! Nasıl bir profesyonellik?

    “Profesyonel” sözcüğü Türkiye’de en çok futbolcular ve de şirketlerde yöneticiler için kullanılır. Gelin görün ki, bu sözcüğün kullanımı ve profesyonellik anlayışı yanlış ve eksikliklerle dolu. Benim uzmanlık alanım spor değil, iş yaşamı. Onun için profesyonelliğin sadece iş yaşamındaki algılanışına değineceğim ve bir çok insanın bıçak sırtında dolaşmasına neden olan yanlışlıkları ve eksiklikleri gidererek onları bıçak sırtından doğru olduğuna inandığın tarafa doğru itmeye çalışacağım.

En çok eleştirdiğim, profesyonellik ile amatörlüğü birbirinin zıttı gibi görmek. Belki kelimesel olarak öyle ama içerik olarak bence öyle değil. Danışmanlıklarımda ve seminerlerimde bana bu konuda en sık yapılan yakınmalardan biri şu şekildedir: “Ulaş bey biz bir türlü profesyonel olamadık, hala amatör ruhtan kurtulamadık.”

Yanıtım şu: Sakın ola amatör ruhtan kurtulmayın. Bu anlamda amatör ruh bence heyecan demektir. Arkasında heyecan olmayan hiç bir başarı yoktur. Bu anlamda amatör ruh, dürüstlük, yaptığı işi sevmek, özveriye katlanabilmek demektir. Bunlar bir kısım yükselen değercilerce, “enayilik” sayılabilir. Ancak gerçek öyle değil. O vitrin profesyonellerinin, görüntü profesyonellerinin, içi boş, kof, batı özentisi, yuppie kılıklı, güzel kalem, güzel kelamdan ibaret sığ kültürlü taklitçilerin, “Boş çuval ayakta durmaz” öz deyişindeki gibi başarılarının devamsızlığı ve saygınsızlıkları hepimizin gözlerinin önündedir. Ama siz yine de amatör ruhtan kurtulup heyecansız, ruhsuz, karşılığında para olduğu sürece kiralık katil gibi her türlü işi iş edinen profesyonelliği seçecekseniz gazanız mübarek ola.

Ciddi ve sert eleştirilerimi çeken bir başka nokta iş yaşamında profesyonelliği sadece yöneticilere özgü bir şey gibi algılamaktır. Profesyonellik, tüm çalışanlara, tüm insanlara özgü bir şeydir. Ben böyle söylediğim zaman, “En alt kademelerdeki insanların mesela bir çaycının dahi profesyonel olduğundan bahsedilebilir mi?” gibi sorularla karşı karşıya kalmaktayım. Cevap: Evet, çaycının bile profesyonelliğinden bahsedilebilir. Profesyonelliğin en önemli ölçüsü işinin gereklerini yapmak ve işini iyi yapmaktır. Ben az da olsa, size çay yada kahvenizi daha ikinci kez getirdiğinde şekerli mi, şekersiz mi, açık mı koyu mu içtiğinizi hatta kahveyi şekersiz çayı ise yapay şekerle içtiğinizi hatırlayarak, elleri tertemiz servis yapan, önlüğü şirket tarafından gerekli sıklıkta yıkanmasa bile onu kirli giymeyi kendi kişiliğine yediremediğinden evinde yıkayan çaycılar gördüm. Şirketlerde insanları, iş yapma açısından yöneticiler ve diğerleri (alt kademeler yada argo tabiri ile ayak takım) diye kesimlere ayırdığımız sürece, hangi seviyede olursa olsun bireysel kalite ve yaptıkları işin kalitesine düşkün hale getirmedikçe ne toplam kaliteye ulaşabiliriz ne de şirket kalitesine.

Hatta bence, işin gereklerini yapmak kriteri esas alındığında patronların bile profesyonelce davranmasından bahsedilebilir. Zaten artık patronlar da işin gereklerini bırakıp sermaye sahibi olmanın komplekslerine göre davranırlarsa giderek artan rekabet ortamında işlerinin gerekleri yerine kaprislerinin gereklerini yapmalarının karşılığını göreceklerdir.

Profesyonel’in ne olduğunu insanlara sorarsanız şu yanıtları alıyorsunuz:

  • Profesyonel saatini kiralayan adamdır.

  • Profesyonel yönetici, yöneticiliği meslek edinmiş adamdır.

  • Profesyonel, mesleğini bilen, iyi okumuş ve tecrübeli adamdır.

  • Mesleğini para karşılığı icra eden adamdır.

  • Emeğini satan kişidir.

Capital Dergisi’nde beni, “profesyonellik konusunda verdiğim kurslardan” dolayı, “profesyonelleşme ustası” diye tanımlayarak onurlandıran gazeteci Gülşen Demirel bir araştırma yapmış ve profesyonel yöneticinin tanımını profesyonel yöneticilerin kendilerine sormuş. Şöyle yazıyordu Gülşen Demirel: “Onlar kendilerini çalıştığı şirkete herhangi bir ortaklık bağı olmadan, ücret karşılığı emeğini o şirkete satan kişi olarak değerlendiriyorlar.” Gülşen hanımın bulgusu son derece doğru. Ben de bundan daha ileri bir tanıma rastlamadım.

Bu tür tanımlar daha çok kendilerine profesyonel diyen kişilerin yaptığı tanımlardır. Patronlara sorarsanız onlar profesyoneli çoğunlukla; “işler büyümeye başladıktan sonra, işin başına dışarıdan (aileden olmayan) getirilen kişi” olarak tanımlamaktadırlar.

Bakın size sözlüklerin tanımlamalarından da örnekler vereyim. Webster Sözlüğü; “Professional (profesyonel): Parasal karşılık almak üzere iş üstlenen kişi.” Redhouse Sözlüğü; “Profession; diploma gerektiren meslek, meslek, sanat, iş kolu. Professional; mesleğe ait, mesleki, ustalık, meslek sahibi olan. Professionalizm: Profesyonellik.” Türk Dil Kurumu Sözlüğü; “Bir işi meslek edinmiş kimse, meraklı ve hevesli karşıtı.” Tanımı böyle olunca da Profesyonel;

  • Meraksız (meraklı karşıtı),

  • Hevessiz (hevesli karşıtı),

  • Dini imanı para olan,

  • Ruhsuz,

  • Heyecansız,

demek anlamına gelmez mi? Bence profesyonel olmak;

  • Yönetici olmak,

  • Belli bir makam/merci/apolet sahibi olmak,

  • Belli bir kademede/düzeyde olmak,

  • Aileden ya da dışarıdan olmak,

  • Sermaye ile ilişkisi bulunmak veya bulunmamak,

  • Amatör ruhtan kurtulmak,

  • Para karşılığı çalışmak,

  • Emek/saat kiralamak,

  • Meslek sahibi olmak,

  • İyi giyim, güzel kelam, güzel kalem sahibi olmak,

  • Çok iyi okumuş olmak vs,

gibi unsurlarla açıklanamaz. Bu açıklamalar beni kesmiyor ve bir çok insanı da yanlış yerlere götürüyor.

“Peki sayın Bıçakcı, profesyonelliği bize sen tanımla o zaman” diyeceksiniz. Profesyonelliği tanımlamak gerçekten zor, hatta bazılarına göre imkansız. Bir söz duymuştum, “Profesyonellik tanımlanamaz, yaşanır - Professionalism can not be defined it can be demonstrated” diye. Ama yine de danışmanlıklarımda ve seminerlerimde insanlar tanım peşinde koşmuş ve beni zorlamışlardır. Ben de onları kıramadım ve eski tabirle efradını cami ağyarını mani (ilgili her şeyi içeren ilgili olmayan her şeyi dışarıda bırakan) bir tanım yerine benim profesyonellik anlayışımı yansıtabilecek örnek tanımlar yaptım.

Benim görüşüme göre profesyonellik iş yapan herkesin benimsemesi gereken bir düşünce ve davranış biçimidir. Onun için iterseniz önce bu düşünce ve davranış biçiminin benim algıladığım şeklini açıklayıcı örnekler vereyim. Bunun başlığına da, “Profesyonelizm Şartnamesi” adını taktım. Şartname zaman içerisinde değişiyor ve gelişiyor. Etrafta ona rastlamış olabilirsiniz ama aşağıdaki en son şekli.

PROFESYONELİZM ŞARTNAMESİ

  • Profesyonellik sadece yönetim ve yöneticiye değil herkese ait bir düşünce ve davranış biçimi’dir. İşte bazı örnekler:

  • Profesyonel sorunların üzerine gider; profesyonel olmayan sorunların etrafında dolaşır ve hedefe hiçbir zaman varamaz.

  • Profesyonel işine sarılır; profesyonel olmayan elinin ucu ile tutar.

  • Profesyonel mesai saatlerini aşsa da işlerini neticeye ulaştırır; profesyonel olmayan, "sabah 8-akşam 6 sendromu"na yakalanmış, "Mesai bitti mi benim işim de biter" diyen otobüs yolcusudur (servis otobüsü).

  • Profesyonel iş tanımından daha geniş bir sorumluluk hissi taşır; profesyonel olmayan, "Ben burada sadece çalışıyorum"dur.

  • Profesyonel iş tanımının dışına da taşsa işin gereğini yapar; profesyonel olmayana göre bu işler "Benim görevim değil"dir.

  • Profesyonel işlerini yerine getirebilmek için gerekli yetkiyi ne yapıp yapıp elde eder; profesyonel olmayan "Sorumluluk çok, yetkim yok" diye sızlanıp durur.

  • Profesyonel, yapabileceği işleri, "Ben bu işi yaparım" diye üstlenir; profesyonel olmayan tüm işleri, "Valla kardeşim ben profesyonelim, istediğim koşullar sağlanmazsa çeker giderim" diye koşullandırır.

  • Profesyonel kısıtları, engelleri aşmaya çalışan yapıcı'dır; profesyonel olmayan her vesilede, "Bu şirket adam olmaz" diyen kronik mızmızdır.

  • Profesyonel orta yetenekteki personelle de görevlerini başarıya ulaştırabilir; profesyonel olmayan durmadan, "İyi adam yok ki!" diye mazeret öne sürer.

  • Profesyonel üstlerini de yönetmesini becerebilir; profesyonel olmayan "Adam her işe karışıyor" diye şikayet etmekten işini doğru dürüst yapamaz.

  • Profesyonel "Bu işi yapmanın daha iyi bir yolu olmalı"; profesyonel olmayan "Biz bunları eskiden beri böyle yapardık" der.

  • Profesyonel "Araştırıp bulalım"; profesyonel olmayan "Valla, hiç kimsenin bişi bildiği yok" der.

  • Profesyonel bir hata yapınca "Benim hatam oldu" der; profesyonel olmayan "Benim suçum değil" diye mazeret üretmekle uğraşır.

  • Profesyonel dinler; profesyonel olmayan konuşma sırasının gelmesini bekler.

  • Profesyonel kaybetmekten hemen hemen hiç korkmaz; profesyonel olmayan kazanmaktan gizli gizli korkar.

  • Profesyonel kendisine ayıracağı daha çok zamanı olsun diye hedefe daha kısa sürede ulaşmak için daha "sıkı çalışır"; profesyonel olmayan ise kendi kafasına göre takıldığı ıvır zıvır işlerle uğraşmaktan, neticeye ulaşacak işleri yapmaya zaman bulamayacak kadar "çok çalışır".

  • Profesyonel söz verir; profesyonel olmayan vaad eder.

  • Profesyonel "Olmam gerektiği kadar iyi değilim"; profesyonel olmayan, "Hiç olmazsa falanca kadar kötü değilim" der.

  • Profesyonel izah eder; profesyonel olmayan lafı geveler (“Sadede gel” dedirtmekten bıktırır.)

  • Profesyonel dumanlı havayı da sever; profesyonel olmayan yazdan başka mevsim tanımaz.

Şimdi de profesyonel’i tanımlamaya çalışalım. Hatta profesyonel kim değildir onu da tanımlayalım ki, açık kalmasın. İşte size benim düşüncemi yansıtabilecek bir tanımlar seti:

PROFESYONEL KİMDİR, KİM DEĞİLDİR?

Profesyonel kimdir?

  • Profesyonel, işin gereklerini yapan kişidir.

  • Profesyonel, işini iyi bilen ve bunu etrafındakilere kanıtlamış olan kişidir.

  • Profesyonel, bireysel kalitesine, yaptığı işin ve etrafı ile ilişkilerinin kalitesine tutkun olan kişidir.

  • Profesyonel, kendi kariyerini kendisi çizen, kendisini kendisi inşa ederek kendi geleceğini kendisi yapan kişidir.

  • Profesyonel, çizgisi olan kişidir.

  • Profesyonel, piyasa değeri olan kişidir.

  • Profesyonel, ormanın içinden gelen kişidir. (Tabanı ve işleri bilen kişidir.)

  • Profesyonel, belli kademelerden seçilmek suretiyle yükselerek gelen kişidir. (Tepeden inme değil.)

  • Profesyonel, bilgi düzeyini sürekli güncel tutan kişidir.

  • Profesyonel, gücünü bilgi, deneyim ve becerilerinden alan kişidir. (Sermaye, aile, dostluk, arkadaşlık vb. ilişkilerden değil.)

  • Profesyonel, iş ahlak ve normlarına uyan, oyunu kuralına göre oynayan kişidir.

  • Profesyonel, “Hayır” demesini de bilen kişidir.

  • Profesyonel, “zamanlı” olabilen kişidir.

  • Profesyonel, şablonculuğu beyinselliğe yeğlemeyen kişidir.

  • Profesyonel, köşe dönmeyi değil iş yapmayı amaçlayan kişidir.

  • Profesyonel, terimsel olarak zıt görünen iki kavramı birleştirerek yorumlayabilen kişidir.

  • Profesyonel, doğada elimine edilmesi mümkün olmayan doğal disorganizasyonu kavrayabilen ve anlayabilen kişidir.

  • Profesyonel, önceden konamayan kuralları doğaçlamadan anında koyabilen kişidir.

  • Profesyonel, içindeki amatör ruhu her zaman muhafaza eden ve ondan coşku ve heyecan duyan kişidir.

  • Profesyonel, işinde ve ilişkilerinde kalın kafalı rasyonellikle, kuru bir mantık savunuculuğu yapmak yerine kendisine özgü yetenekleri, sezgi ve duyguları kullanarak yaptığı işe damgasını vurabilen, rengini yansıtabilen, imzasını atabilen kişidir.

  • Profesyonel, bu sahnede oynayan ama sadece kendini oynayan kişidir.

  • Profesyonel, bir hırsızdır, fikir hırsızı, tek farkla ki, çaldığı malın sahibini açıklar.

  • Profesyonel, kalabalıklar içinde bir çok kez de yalnız kalan kişidir.

  • Ve profesyonel, “profesyonelce davranan” patron dahil herkestir.

Profesyonel kim değildir?

  • Profesyonel, “Ben işimi yapar, paramı alır giderim” diyen kişi değildir.

  • Profesyonel, sadece “üst yönetici” yada sadece “yönetici” değildir.

  • Profesyonel, işleri karmaşıklaştıran kişi değildir.

  • Profesyonel, ikide birde, "Şapkamı alır giderim!" diyen kişi değildir.

  • Profesyonel, emir kulu, hele kiralık katil hiç değildir.

  • Profesyonel, işin puştu/orospusu değildir.

  • Profesyonel, patronun ekstra eli veya kolu değildir.

  • Profesyonel, moda kelamlar ederek sadece laf üreten kişi değildir.

  • Profesyonel, ipek kravatları ve göğüs cebindeki şık kalemleri ile dolaşmaktan başka işe yaramayan kişi değildir.

  • Ve profesyonel illa masraflı kişi de değildir.

Copyright © 2006 Yontek.Com

Ana Sayfa | Yöntek | Ulaş Bıçakcı | Danışmanlık | Eğitim | İnsan Kaynakları | Bize Ulaşın